Edebi Sanatlar
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Konu Anlatımı
- Salı, 19 Şubat 2008 16:30 tarihinde yayınlandı.
- Gösterim: 156151
Mecaz
Kelime veya kelime gruplarını bilinen ilk manalarından başka bir manada kullanmaya mecaz denir. Mecaz edebî eserlerde kullanıldığı gibi zaman zaman günlük konuşmalarda da kullanılır. Mesela "yüreksiz" kelimesi "korkak" manasında kullanıldığı zaman mecaz sanatı yapılmış olur. Eğer kelimeye kazandırılan mana ile asli mana arasında bir benzerlik var ise bu mecaz; hiç bir ilgi yok ise mecaz-ı mürsel adını alır.
Örnek
Akif'in "Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" mısraındaki "hilâl" kelimesi ile Türk bayrağı kastedildiği için mecaz-ı mürsel sanatı yapılmıştır. “Ankara bu konuda kararlı.” cümlesinde kararlı olan Ankara değil, Ankara’daki hükûmettir. Bir ilgi dolayısıyla Ankara kelimesi hükûmet anlamında kullanılmıştır.
Teşbih
Aralarında ilgi kurulabilen iki şeyden, ilgili oldukları konuda zayıf olanın kuvvetliye benzetilmesine teşbih denir.
Tam bir teşbihte dört unsur vardır:
- Kendisine benzetilen: Aslan
- Benzetme edatı: Gibi
- Benzetme yönü: Kuvvetli
- Benzetilen: Çocuk
Bunlardan benzeyen ve benzetilen aslî unsurlardır.
Örnek
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
İstiare
İki temel unsurundan (benzetilen ve benzeyen) sadece biri söylenerek yapılan teşbihe istiare denir.
İstiarelerde ya benzeyen veya benzetilen vardır. Yalnız benzetilen söylenmiş ise açık istiare, yalnız kendisine benzetilen söylenmiş ise kapalı istiare denir.
Örnek
“Şu karşımızdaki mahşer kudursa çıldırsa” mısraında düşman ordusu mahşere benzetilmiştir. Ama benzeyen (düşman ordusu) belirtilmemiştir. Bu bir açık istiaredir.
“Can kafeste durmaz uçar” mısraında ise can bir kuşa benzetilmiştir. Ancak benzetilen açıkça yazılmamıştır. Bunu diğer unsurlardan anlıyoruz. Bu sebeple bu bir kapalı istiaredir.
Teşhis
Canlı veya cansız varlıklara insan benliği vermek, yani onları şahıs gibi kabul etme sanatıdır.
Örnek
“Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal” mısraında bayrağın çehresi çatık bir insan olarak düşünülmesi ile teşhis sanatı yapılmıştır.
İntak
Kelime olarak söyletmek konuşturmak manasına gelir. Canlı ve cansız varlıkları insan gibi konuşturmak sanatıdır. La Fontaine'in küçük hikâyeleri bu sanatın en güzel örneklerini verir.
Örnek
Benim adım dertli dolapSuyum akar yalap yalap
mısraları su dolabının konuşması olarak düşünüldüğü için intak sanatı vardır.
Tariz
Söylenen bir sözün; alay etmek veya sitemde bulunmak maksadıyla tam tersinin kastedilmesi sanatıdır.
Örnek
“Eski eş'arda dürbin ile mana görülürYeni eş'arda mana gibi bir külfet yoktur.”
beytinde yeni şirin mana yönünden yetersizliği ile tariz sanatı yoluyla alay edilir.
Kinaye
Bir sözün aynı anda hem gerçek hem de mecazi manada kullanılması sanatıdır.
Örnek
Şu karşıma göğüs gerenTaş bağırlı dağlar mısın
beytindeki taş bağırlı deyimi ile hem dağların taş ve topraktan meydana gelmiş olması; hem de merhametsiz, yüreksiz olmak anlamı kastedilir. Buradaki merhametsiz mecazi anlamdır.
Mübalağa
Bir şeyin vasıflarını veya bir olayı olduğundan fazla büyüterek veya küçülterek ifade etme sanatıdır.
Örnek
“Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.” mısraında şair bir şehidin tarihe sığmayacağını ifade ile güzel bir mübalağa örneği veriyor.
Tezat
Aynı varlığın iki zıt yönünü bir arada ifade etme veya birbirine zıt iki kavram arasında ilgi kurma sanatıdır.
Örnek
"Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz" mısraında birbirine zıt iki kelime aynı beyitte kullanılarak tezat sanatı yapılmıştır.
Biz şi’ri böyle söyledik ağyar söylesün,Hem dost söylesün bunu hem yar söylesün
Tecahül-i Arif
Şairin çok iyi bildiği bir şeyi bilmezlikten gelmesi sanatıdır.
Örnek
“Edrine şehri mi bu ya gülşen-i me'va mıdırAnda kasr-ı padişahi cennet-i a'lâ mıdır”
beytinde gördüğü yerin Edirne mi cennet mi olduğunu soruyor, yani bilmezlikten geliyor.
İstifham
Anlatımı etkili kılmak için soru sorarak anlatmaya denir.
Örnek
Değildim ben sana mail sen ettin aklımı zailBana ta’n eyleyen gafil seni görgeç utanmaz mı
beytinde şair kendisini ayıplayanların sevgilisinin ne kadar güzel olduğunu görünce utanacakları soru sorarak ifade ediyor.
Hüsn-i Ta'lil
Sebebi bilinen bir olayı, bir durumu, gerçek sebebi dışında daha güzel bir sebebe bağlama sanatıdır.
Örnek
Gül-i ruhsarına karşu gözümden kanlı akar suHabibim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
beytinde şair çok ağladığı için gözyaşları bulanık yani kanlı akmaktadır. Oysa şair bunu ilkbaharda sular bulanık akar benim de gözyaşlarım senin yanağının gülüne karşı bulanık akmakta diye söyleyerek güzel bir sebebe bağlıyor.
Tevriye
Bir kelimenin aynı yerde birden fazla manada kullanılması sanatıdır. Kelimenin asıl anlamı yanında uzak anlamının da kastedilmesidir.
Örnek
Sordum nigarı, dediler ahbabSemt-i Vefa'da doğru yoldadır.
beytinde vefa "bir semt adı ve sadakat" manalarıyla , doğru yol " yolun düzlüğü ve seçilen tavrın doğruluğu" manalarıyla tevriyeli olarak kullanılmıştır.
Bir delikanlu harâmidir deyü afv ettilerAsmadan kurtuldu ammâ çok sıkılmıştır şarâb
Tenasüp
Manaca birbirine uygun kelimeleri bir arada kullanma sanatına tenasüp denir.
Örnek
Ol peri-veş kim melahat mülkinün sultanıdurHükm anın hükmü bana ferman anın fermanıdır.
beytinde de padişahlık müessesesi ile ilgili olarak "sultan, hüküm, ferman, mülk" kelimeleri birbiriyle ilgilidir.
Telmih
Herkes tarafından bilinen geçmişteki bir olayı , bir veya birkaç kelime ile hatırlatma sanatıdır.
Örnek
“Yar sanaÇağlar sular yarsana
Çünkü Ferhat’ım dersin
Bulunmaz mı yar sana”
manisinde Ferhat’tan bahsediliyor. Ferhat’ın sevgilisi uğruna dağları yararak su getirmeye çalıştığı herkesçe bilinen bir olaydır.
Meyve-i memnu'dan tadmak günahından beriKarban-ı aşk bitmez bir beyabandan geçer.
Hz. Âdem'in cennette yasak meyveyi yemesi hatırlatılıyor.
Cinas
Ses bakımından (okunuş ve yazılışları) aynı veya birbirine çok yakın fakat manaları ayrı kelimelerin bir arada kullanılması sanatıdır. Bu sanat daha çok mani ve hoyrat türünde kullanılır.
Örnek
Gam zedelerGam vurur gam-zedeler
Sinem hakkak delemez
Delerse gamze deler
Eyleme vaktini zayi, deme kış yaz oku yaz